VERGİLENDİRME SÜRECİNE GENEL BAKIŞ

Vergiyi doğuran olayın ortaya çıkmasından sonra sürecin tamamlanmasına kadar, bazı aşamaların geçmesi gerekmektedir.

Vergiyi doğuran olayın ortaya çıkmasından sonra sürecin tamamlanmasına kadar, bazı aşamaların geçmesi gerekmektedir. Bu aşamaların her biri idari işlemlerle gerçekleşmektedir.

Vergilendirmenin bütün olarak hukuka uygun olabilmesi için verginin doğumundan tahsiline kadarki aşamalarında hukuka uygun olarak gerçekleşmesi gerekir. Bu aşamalar 4T olarak isimlendirilen verginin tarhı, tebliği, tahakkuku ve son olarak tahsili olarak sayılabilir.

4.1. Vergiyi Doğuran Olay

Vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vuku veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar. Vergi idaresinin vergiyi tahsil edebilmesi için tamamlanması gereken vergilendirme sürecinin başlamasının şartı vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesidir. Öncelikle, vergi kanunlarıyla belirlenen soyut durumların somut olayda meydana gelip gelmediğinin tespit edilmesi gerekir. Bu tespit, vergileme açısından gerçekleşecek birçok durum açısından önemlidir. Zira, ceza uygulaması, gecikme faizinin tespiti ve zamanaşımı gibi çoğu haller vergiyi doğrun olay ile yakından ilgilidir. Konuyu örnekleme ile açıklamaya çalışırsak, gelir vergisi açısından bir kazancın elde edilmesi, katma değer vergisi açısından ise bir hizmetin yapılması vergiyi doğuran olay olarak kabul edilir.

Vergiyi doğuran olayın hukuken yasaklanmış olması dahi vergi sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Yasa dışı uyuşturucu ticaretinden elde edilen bir gelir bile vergi sistemi açısından vergilendirilecek bir gelirdir.

4.2. Verginin Tarhı

Tarh, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden idari muamele olarak tanımlanmıştır. Kısaca ifade edilecek olursa, tarh, vergi borcunun vergi idaresi tarafından hesaplanmasıdır. Türk vergi sisteminde kural olarak beyan üzerine tarh usulü benimsenmektedir.

Bununla birlikte, verginin beyanına ilişkin eksiklikler bulunması durumunda vergi idaresi tarafından resen ve ikmalen tarh usulü bulunduğu gibi hiç beyan olmadığı bazı durumlarda verginin idarece tarhı da söz konusu olabilmektedir.

Bilindiği gibi vergiler belli oranlar üzerinden alınmaktadır. Örneğin kurumlar vergisi oranının ϲ0 olduğu ülkemizde, 100.000TL gelir elde eden bir şirketin, vermiş olduğu beyana istinaden idare tarafından 20.000TL ödenecek kurumlar vergisi hesaplanması, kurumlar vergisi yönünden bir vergi tarh işlemidir.

4.3. Verginin Tebliği

Vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların, yetkili makamlar tarafından mükellefe veya diğer bazı kişilere bildirilmesine verginin tebliği denir.

İdari işlemlerde işlemlerin muhatabı olan kişilerin bu işlemlerden haberdar olabilmeleri ve hukuken sorumlu tutulmaları bu idari işlemlerin yasada öngörülen şekilde ilgiliye tebliğ edilmesine bağlıdır. Şayet idari işlem usulüne uygun bir şekilde ilgilisine tebliğ edilmez ise, idari işlemin yargı yerleri tarafından iptali söz konusu olabilecektir.

Tebligat posta yoluyla, ilan şeklinde ya da memur vasıtasıyla olacağı gibi daire veya komisyonda da yapılabilir. Kanun koyucu tarafından farklı tebliğ yolları öngörülerek idari bir işlem olan vergilendirme işleminin mükellefe en uygun şekilde tebliğ edilebilmesi öngörülmüştür. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus ise vergilendirme işlemlerinin tebliğinde 11.02.1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri yerine VUK’nun tebligata ilişkin hükümleri uygulanır.

Vergilendirmeye ilişkin olarak mükellefin kişisel hakkı bakımından hüküm ifade eden birçok işlem usulüne uygun bir tebliğ ile bildirilmektedir. Tebliğin usulüne göre yapılması çok önemlidir. Tebliğ ile birlikte mükellefler kendisine bildirilen vergi borçlarını ödeyebilecekleri gibi süresi içinde yargı yoluna da başvurabilirler.

4.4. Verginin Tahakkuku

Tahakkuk, yani verginin kesinleşmesi, tarh ve tebliğ edilen verginin ödenecek hale gelmesidir. Tarh işlemi ile hesaplanan vergi miktarı tebliğ ile mükellefe duyurulduktan sonra herhangi bir itiraz olmaması durumunda artık kesinleşerek belirlenen vadeye göre ödenebilecek hale gelir.

Beyana dayalı vergilerde verginin tahakkuku tahakkuk fişinin tebliği ile olmakta ve verginin kesinleşmesi anlamına gelmektedir. Ancak idarece resen yapılan bir tarhiyat var ise tarhiyatın tebliğinden itibaren mükellef tarafından 30 gün içinde dava açılmaması halinde tahakkuk gerçekleşmekte, dava açılması durumunda ise mükellefin aleyhine karar çıkması halinde vergi tahakkuk etmekte ve itiraz ve temyiz aşamalarından sonra vergi kesinleşmektedir.

4.5. Verginin Tahsili

Tarh, tebliğ ve tahakkuk aşamalarından sonraki aşama verginin ödenmesi aşamasıdır. Ödeme nakden veya banka yoluyla olabileceği gibi mahsuben ödeme de yapılabilmektedir. Hatta aracınıza ait motorlu taşıtlar vergisini Gelir İdaresi’nin internet sayfası aracılığıyla kredi kartıyla ödemek mümkündür. Şayet vergi mükellefinin başka bir idari işlem nedeniyle örneğin katma değer vergisinden kaynaklanan bir iade alacağı bulunması halinde, mükellef bu alacağını diğer borçlarına mahsuben ödeyebilir. Vergi kural olarak mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine ödenir.

Mükelleflerin mükellefiyet sicil kayıtları bağlı olduğu vergi dairesi tarafından tutulmakta olup, tüm mükelleflerin vergilendirmeye ilişkin bilgileri, borçları, ekonomik ve servetlerine ilişkin kayıtlar bağlı oldukları vergi dairesi tarafından takip edilmektedir.

Günümüzde kredi kartı ile vergi ödeme kolaylıkları getirilmiş olup, bankalar tarafından yapılan bu tahsilatlar süresi içerisinde mükellefin bağlı olduğu ilgili vergi dairelerine aktarılır. 

NOT: YAZILAR İZİNSİZ VE KAYNAK GÖSTERİLMEKSİZİN KULLANILAMAZ.

www.mukellef.net